Çocukların sürekli uyarılması doğru bir davranış mı?



Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Şaban Kızıldağ: "Bir Fransız, bebeğini sallarken 'Benim oğlum, kızım büyüyecek, kuzeyde, güneyde büyük işler yapacak, uzaya çıkacak, uçak yapacak, e yavrum eee, eee.' diyor. Çocuk doğduğu günden öldüğü güne kadar 'Uçak yapacağım, uzaya çıkacağım, dünyayı kurtaracağım.' diye hayal ediyor. Bizde nasıl ninniler? 'Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana, kov bostancı danayı, yemesin lahanayı.' Yese ne olur, yemese ne olur? Birincisi, ninnilerde problem var, ikincisi masal ve hikayelerde problem var. Sen nereye gitmek istediğini bilmiyorsan yolun nereye gittiğinin ne anlamı var? Yol bir yere gitmiyor, giden sensin."

AA Yönetim Kurulu Başkan Vekili, eğitimci ve yönetim danışmanı Dr. Kızıldağ, Denizli Bereketler Toplantı ve Sergi Salonu'nda düzenlenen "Mazeret Yok Semineri"nde yaptığı konuşmada, 6 akademisyenle 10 yıldır 57 ülke üzerinde çalışma yürüttüğünü, Türkiye'nin de aralarında olduğu 57 ülkenin 80 milyonluk nüfusa sahip Almanya'nın ürettiği katma değerin yarısını üretmediğini söyledi.

Bunda tarihsel, sosyolojik, psikolojik ve siyasal birçok neden bulunduğunu ama en önemlisinin insan faktörü ile eğitim ve yetişme modelindeki problem olduğunu vurgulayan Kızıldağ, şöyle konuştu:

"Bir Fransız, bebeğini sallarken 'Benim oğlum, kızım büyüyecek, kuzeyde, güneyde büyük işler yapacak, uzaya çıkacak, uçak yapacak, e yavrum eee, eee.' diyor. Çocuk doğduğu günden öldüğü güne kadar 'Uçak yapacağım, uzaya çıkacağım, dünyayı kurtaracağım.' diye hayal ediyor. Bizde nasıl ninniler? 'Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana, kov bostancı danayı, yemesin lahanayı.' Yese ne olur, yemese ne olur? Birincisi, ninnilerde problem var, ikincisi masal ve hikayelerde problem var. Sen nereye gitmek istediğini bilmiyorsan yolun nereye gittiğinin ne anlamı var? Yol bir yere gitmiyor, giden sensin."

Kızıldağ, çocukların okulda da davranışlarına yönelik sürekli uyarılarla büyütüldüğünü, bundan dolayı ülke insanının yüzde 80'inin ölümden sonra en çok topluluk önünde konuşmaktan korktuğuna dikkati çekti.

Her insanın içinde iki benlik bulunduğuna işaret eden Kızıldağ, şunları kaydetti:

"Biri seninle beraber doğar, seninle beraber ölür. O, içindeki çocuktur. 3 yaşında da 93 yaşında da aynıdır. Bir de öteki benlik vardır, annenin, babanın, çevrenin istediği benlik. Millet olarak içimizdeki beni çok erken yaşlarda öldürüyoruz. Ondan dolayı iletişimde, inovasyonda, etkileşimde problem var. 16 yaşına gelince anne, baba, okul, çevre, öğretmen, 'Oğlum konuşma, sırıtma, ciddi ol, kocaman kız oldun, büyük adam oldun.' diyor. 70 yıl yaşıyoruz, 54 yıl çocuk yok. 80 yıl yaşıyoruz, 64 yıl çocuk yok. Bizim en büyük problemimizden biri iletişim.

Toplumun yüzde 80'i serumlu gibi dolaşıyor."

"Gönülden bir kuşkum yok." diyen Kızıldağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gönül Mevlana, Hacı Bektaş, Yunus Emre, kuşkum yok ama servis beton. Hiçbirimizin nüfus kağıdında tebessüm eden fotoğraf yok. 16 yaşına gelince içindeki çocuğu öldüren toplumun sağlıklı bir ruh hali yok, sağlıklı bir ruh hali olmadığı için sağlıklı sokaklar, sağlıklı evlilikler, sağlıklı ilişkiler yok. Sağlıklı bir ruh halinin 6 önemli kriteri var, kendini, başkalarını, çalışmayı, yaptığı işi, ait olmayı sevecek, sağlam bir inancı olacak, sağlam hayalleri olacak. Hayali olmayan bir adamın siyaset yapması, dik durması, ölümden korkmaması mümkün değil."

Hazreti Ali'nin, "Mazeret, insanın kendisine söylediği en büyük yalandır." sözünü 20 yıl önce okuduğunu hatırlatan Kızıldağ, "Bugüne kadar 2 milyon kişiye bu cümleyi tekrar ettirdim. Bugün de bu eğitim programlarının başlangıcında dünyayı dönüştürmeye talip olan siz sevgili arkadaşlarıma tekrar ettiriyorum. Üretmek, değişmek, gelişmek için kendim, ülkem, insanlık için, ölüm hariç hiçbir şey için mazeret yok." ifadelerini kullandı.

Konular