TEOG mu merkezi ortak sınav mı?



Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, "Biz ekstra bir sınav yapmıyoruz. Çocuklarımızın eğitim öğretim hayatlarında başarılarını ölçmek için öğretmenlerimizin yaptığı bir sınav. Biz bu sınavın sorularını buradan gönderdiğimiz için adına ortak sınav diyoruz. Biz ´TEOG sınavı´ diye bir kavram kullanmamayı tercih ediyoruz çünkü böyle bir sınav yok." dedi.

Tekin, 8. sınıf öğrencileri için yapılan merkezi ortak sınavlara ilişkin yaptığı açıklamada, kamuoyunda kodlama kültürünün olmasından dolayı, merkezi ortak sınavlara ´TEOG´ isminin verildiğini ama böyle bir isimlendirmenin doğru olmadığını belirtti. Tekin, "Tüm bu alışkanlıkları terk etmek kolay değil. Biz bu yola çıkarken de kaygımız şuydu. Çocuklarımız temel eğitimden orta öğretime geçerken merkezi bir sınavla bu geçme işlemini yapmayalım. Sebebi şu, OKS, SBS gibi modeller bir kere yapılıyor. O günkü performansına göre değerlendiriliyor ve liseye yerleştiriliyor. Bu yaştaki çocuk için böyle sınavlar uygun değil." ifadesini kullandı.

Ortak sınav sistemi uygulamasının nasıl hayata geçirildiğini anlatan Tekin, şunları kaydetti: "Bu sistemi nasıl yapabilirsiniz, bunu yapma yönteminiz şu. Merkezi sınav yapmayacaksınız. Çocuğun 8 yıllık başarılarını toplarsınız, oradan bir not elde edersiniz. Bu notu liseye yerleştirirken kullanırsınız. Bu bize neyi kazandıracak. Merkezi sınav olmayacak, daha önemlisi okulumuz ve öğretmenlerimiz değerli hale gelecek. Öğrenci okulda öğrendiklerinin dışında başka bir şeye ihtiyaç duymayacak. Biz sadece okuldaki başarılarını ölçeceğiz. Çocuk okuldaki sınavına hazırlanacak, orada başarı elde edecek, biz de onu ortaöğretime yerleştirmede kullanacağız. Bunun sakat noktası şurası, Türkiye´deki bütün okullarda aynı notlandırmanın olduğuna inanılıp inanılmayacağı endişesi kamuoyunda oluşmaya başladı. Bu anlamda çok istisnai yanlışlıklar olduğuna inanıyoruz."

Öğrencilerin 8´inci sınıfta herhangi bir dersten başarılı olmak için girdiği yazılı sınavlardan bir tanesinin sorusunu ortak hazırladıklarını kaydeden Tekin, Türkiye´nin her tarafından 8´inci sınıf öğretmenlerinin, hazırladıkları soruları öğrencilerine sormak yerine bakanlığa gönderdiklerini, bakanlığın ulaşan sorulardan bir havuz oluşturduğunu ve o sorulardan ortak sınav hazırlayarak, Türkiye´nin her tarafında merkezi ortak sınavın yapıldığını söyledi.

"Adına ortak sınav diyoruz"

"TEOG" diye bir kavramı kullanmayı tercih etmediklerini ifade eden Tekin, "Biz ekstra bir sınav yapmıyoruz. Çocuklarımızın eğitim öğretim hayatlarında başarılarını ölçmek için öğretmenlerimizin yaptığı sınavdı. Biz bu sınavın sorularını buradan gönderdiğimiz için adına ortak sınav diyoruz. Biz ´TEOG sınavı´ diye bir kavram hiç kullanmadık. Kullanmamayı tercih ediyoruz. Çünkü böyle bir sınav yok. Çocuklarımızın eğitim öğretim hayatında aldıkları derslerden başarılarını ölçmek için uyguladığımız soruları ortak gönderiyoruz." dedi.

Öğrencilerin okul dışında başka bir kaynaktan herhangi bir sınava hazırlanmalarını gerektiren bir durum kalmadığını, öğretmenlerin de daha verimli olduğunu ifade eden Tekin, "Öğrenci normal yazılısına hazırlanır gibi hazırlanıyor. Elinde ders kitaplarımız, materyallerimiz var. Dolayısıyla ne dershane ne benzeri bir yapıya ihtiyacı var. Daha önemlisi, daha önceki merkezi sistem sınavlarda, çocuklarımızın derslerine giren öğretmenlerimiz emeklerinin hiçe sayıldığı bir durumla karşı karşıya kalıyordu. Öğretmenimiz çocuğu eğitiyor ama çocuk dershaneye gidiyor, etüt merkezine gidiyor, oradaki küçücük bir katkıyla bütün bu başarısını elde etmiş gibi bir algı ortaya çıkartıyor. Böylece biz öğretmenlerimizi de sistem içerisinde çok daha etkin ve çok daha değerli bir hale getirmiş olduk." diye konuştu.

Öğrencilerin eski sınavlardaki gibi başka kaynak ve kazanımlara ihtiyaç duymadan sınava hazırlandığını ifade eden Tekin, şunları söyledi: "Bizim müfredatımız dışında başka hiçbir bilgiye, hiçbir kazanıma çocuğumuzun ihtiyacı yoktur. Okuldaki kazanım, okuldaki eğitim her şey için yeterlidir. Bu da bizim için çok önemli bir şey. Bir de şu çok önemli, o gün sınava girdiği salonda alışkın olmadığı için, yabancısı olduğu için sıkıntı çektiyse hayatı kararmış oluyordu. Biz bunu da kaldırmış olduk. Sabahleyin çocuğumuz her gün nasıl yapıyorsa okuluna geliyor. Annesiyle babasıyla kahvaltısını yapıyor. Olağan dışı bir durum yok. Çocuklardaki o stresi ve gerginliği azaltan önemli bir faktör. Kalkıyor okuluna gidiyor, sırasına oturuyor ve bekliyor. Matematik, Türkçe öğretmeni yazılı yaptığında nasıl davranıyorsa öyle davranıyor. Zaten alışkın olduğu bir ortam. Herhangi bir strese ve yabancılık çekmesini gerektirecek bir durumun olmadığı bir ortam. Sonra ders bitiyor. Teneffüsünü yapıyor. Bunların hiçbirisi öteki merkezi sınavlarda yok. Öğrencinin ders havası bozulmasın diye aldığımız tedbirler bunlar."

Her velinin, çocuğunun sınav günü hastalanacağı, okula giderken gecikme yaşayacağı veya başına bir iş geleceği endişesi yaşadığını ifade eden Tekin, bu endişeyi ortadan kaldırmak için telafi sınavı yaptıklarını belirtti. Merkezi sınavların telafisi olmadığını ama okulda yapılan yazılı sınavların telafisi olduğunu söyleyen Tekin, "Merkezi ortak sınavlardaki kazanımlar, bu sınava bir ´TEOG sınavı´ isimlendirmesi vermememizi gerektiren bir şeydir. Biz okul başarı puanını hesaplıyoruz şu anda. Bu, Türkiye´nin herhangi bir yerindeki yazılı sorularının kazanımlarının soruya dönüştürülmüş halidir. Ekstra bir gündemi, başka bir müfredatı yoktur bu sınavın." dedi.

"Sosyal faaliyetlerin yerleştirme puanlarına etki edebileceği bir sistem üzerinde çalışıyoruz"

"Bu sınav, sınavsız geçişin bir başlangıcıdır. Kademeler arası sınavsız geçiş ancak böyle hayata geçirilebilir." değerlendirmesinde bulunan Tekin, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile sınavın her yönünü müzakere ettiklerini belirterek, gelecek yıllardan itibaren sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerin yerleştirme puanlarına etki edebileceği bir sistem oluşturmak için çalışma yaptıklarını söyledi. Her yıl geri dönüşler aldıklarını ve sisteme eklemeler yaptıklarını vurgulayan Tekin, gelecek dönemde yapacakları yeniliklere ilişkin şunları kaydetti:

"Çocuklarımızın normal dönemlerde eğitim öğretimlerine devam ederken eksik bıraktıklarını düşündüğümüz ve bu sınavlar yüzünden devam edemedikleri konular oluyordu. Çocukluklarını yaşayabilecekleri bir ortam, bireysel yeteneklerini geliştirebilecekleri ortam eksik kalıyordu. Okul başarılarını önemsediği için sanatsal, sosyal, sportif ve kültürel yönlerini açığa çıkaramıyorlardı. Biz çocuklarımızın bu yeteneklerini de geliştirmeyi arzu ediyoruz. ´Temel eğitimden orta öğretime geçiş sürecinde bu tür etkinliklerini kayıt altına alalım. Çocuğumuz ortaokula başladığı günden itibaren haftada iki saat gitar kursuna, tiyatro kursuna giderse veya spor kulübü bünyesinde spor yaparsa, bunları kayıt altına alalım, bunlar üzerinden katsayı hesap ederek, temel eğitimden orta öğretime geçerken kullanabilelim.´ demiştik. Bununla ilgili altyapı sürecimiz maalesef 15 Temmuz sebebiyle sekteye uğradı. Belki önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren ekleme yapılabilir."

Ülkenin sportif, kültürel ve sanatsal altyapısı güçlü çocuklara da ihtiyacı olduğunu kaydeden Tekin, "Bütün çocuklarımızın sadece test çözerek, okul başarılıyla övünen çocuklar olmasını istemiyoruz. Aynı zamanda her çocuğun ilgisine göre sosyalleşmesini, yeteneklerini geliştirmesini arzu ediyoruz. Bunu teşvik etmek için yerleştirmenin içine bunu da dahil edebilir miyiz, bunun için çalışmalar yapıyoruz." diye konuştu.

Konular