Çocuğumun karnesi kötü gelirse ne yapmalıyım?



Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, karnesi kötü olan çocukların notlarını değerlendirirken dikkatli olunması gerektiği hakkında aileleri uyarıyor.

Karne dönemi çocukların akademik başarısının bir gösteridir. Bu sebeple karne günü çocuklar için hayatlarının en önemli günlerinden biridir. Öğrenciler, öğretmenler ve ebeveynler için heyecanla beklenen karne günü ailelerin çocuklarıyla ne kadar ilgilendiklerinin de somut bir göstergesidir. Notları iyi olan öğrenciler mutlu ve özgüven duygusuyla evlerine koşarken, notları düşük olan öğrencilerin ise benlik algısı bu durumdan olumsuz etkileniyor. Nörolog Dr. Mehmet Yavuz karnesi kötü olan çocukların notlarını değerlendirirken dikkatli olunması gerektiğini söylüyor. Dr. Yavuz kıyaslayıcı ve utandırıcı davranışların çocuğun güven duygusunu ve benlik gelişimini olumsuz etkileyeceğini belirtirken konuyla ilgili önemli bilgiler veriyor.

ÇOCUKLARINIZI BAŞKALARIYLA KIYASLAMAYIN

Çocukların okuldaki başarısı benlik algısını etkiler. Başarısız bir karne ile eve gelen çocuk zaten kendisini yetersiz hissetmektedir. Karnedeki düşük notlar karşısında anne baba olumsuz duygularını kontrol altında tutmalı çocuğa fiziksel (dayak gibi) ya da psikolojik ceza vermekten (aşağılama, kıyaslama gibi) kaçınmalıdırlar. Ebeveynler bilmelidir ki aslında karnesi zayıf olan her çocuk üzüntü ve hayal kırıklığı içindedir. Ancak her çocukta bunun dışa yansıyış şekli farklı olabilir. Başarısız notlar karşısında bazı çocuklar umursamaz davranışlar sergileyip kaygılarını belli etmemeye çalışır. Çocuğu aşağılamak, suçlamak, başarılı karnelerle kıyaslamak çocukta yalnızlık ve özgüven eksikliği gibi duyguların filizlenmesine neden olacaktır.

KARNE SEVİNCİ SENDROMA DÖNÜŞMESİN

Kötü not ve kötü karne korkusu çocukların sadece “karne sendromu” yaşamlarına neden olmuyor. Başarısız karneye yargılayıcı bir bakış açısıyla değil anlayışlı, çözüm odaklı ve yapıcı yaklaşmak gerekiyor. Kötü karne çocuğun ve ebeveynlerin kendi eksiklerini görmeleri için bir fırsattır. Beklentileri yüksek, aşırı disiplinli ve otoriter ailelerin çocuklarında kaygı ve başarısızlık hissi daha üst seviyede oluyor. Bu durum çocuğun derslerdeki başarısını olumsuz yönde etkiliyor.

Çocuğun başarısız olduğu dersler karşısında ailenin vereceği tepkilerden korkması “karne sendromu” yaşayarak kendini baskı altında hissetmesine neden olabiliyor. Özellikle de aşırı disiplinli ve otoriter ailelerin çocuklarında karne sendromuna daha fazla rastlanmaktadır. Karne sendromu yaşayan çocuk “ Notlarım çok kötü bu yüzden annem ve babam bana çok kızacak “ arkadaşlarım benimle alay edecek” diye kaygılanırlar. Bu dönemde çocuklar da şaşkınlık, korku ve endişe nedeniyle depresif davranışlar gözlemlenebilir. Halbuki çocuğa sert davranmak, mutlu olduğu şeyleri elinden almak onu başarılı kılmaz. Ailesinin sert tepkisinden korkan bazı çocuklar eve gitmekten korkup bir akrabasında ya da arkadaşında kalabiliyor. Bazen de karnesindeki notlarla oynayabiliyor. Ergenlik dönemindeki çocuklarda ise intihar düşüncesi ya da girişiminde bulunabiliyorlar. Yoğun endişe yaşayan çocuklar, aileden ve okuldan uzaklaşabilir. Zayıf bir karnenin sorumluğu sadece öğrenciye yüklenmemelidir, çünkü çocuğun okuldaki başarısı aileden aldığı eğitime de paraleldir. Eğer çocuk zayıf bir karne getirdiğinde suçlamak yerine ona her ne olursa olsun her koşulda yanında olduğunuzu belirten anlayışlı ve sevgi dolu bir tavırla yaklaşırsanız ikinci dönemde notlarını yükselmesi için çocuğunuzu yüreklendirmiş olursunuz.

BAŞARISIZ KARNENİN BİRÇOK NEDENİ VAR

Çocuğun okuldaki başarısını belirleyen pek çok neden vardır. Aileler çocuklarına kendi başlarına birey olduklarını hissettirmeli ve yaşadığı sorunları küçümsememelidir. Eğer çocuğunuz başarısız bir karne getirdiyse bunun altında yatan nedenlerin araştırılması gerekir. Ailede yaşanan sorunlar, çocuğun kendine ait bir çalışma odasının olmaması, arkadaş çevresi, öğretmen öğrenci ilişkisi, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, programsızlık, depresyon ya da çocuğun ailesi ile paylaşamadığı sorunlar kötü karnenin nedenleri arasında yer alabilir. Başarısızlığının kaynağının doğru saptanması ve çözüm yolları için çaba sarfedilmesi gerekir. Bu konuda, okuldaki rehber öğretmenle ya da bir uzmanla çeşitli metotlar geliştirerek öğrencinin başarı düzeyini artırmaya odaklanılmalıdır. Aileler çocukları karşısında iyi bir dinleyici olmalıdır. İyi bir karne getiren öğrenciyi ödüllendirirken abartıdan uzak durulmalıdır. Çocuğun büyük hediyeler için değil, geleceği için çalışması gerektiği öğretilmelidir.