Okul Başarısını Nasıl Artırabiliriz?



Aileler ve öğrenciler yeni eğitim döneminde gelecek için rekabette ön sıralara geçme yarışını sürdürüyor. Bu yazımda velilerin okul başarısını artırmak için neler yapabileceğini özetleyeceğim.

Genel olarak bakıldığında çocukların okul başarısını kendi düzeylerine göre artırmak mümkündür. Bir kişinin eğitimsel anlamda başarısını etkileyen en önemli değişkenler zeka ve özgüven olarak düşünülebilir. Zeka daha çok doğuştan getirilen bireysel özelliktir. Yani çocukluk zekanız neyse ergenlikte de o olur. Ancak zekasını daha iyi kullanan ve kendisini geliştirmek için çaba gösteren aynı zamanda olaylara ilişkin daha çok bağlantılar kurmaya çalışan kişiler varolan zeka potansiyellerini daha verimli kullanabilirler. Zeka dışındaki faktörlerin çoğu duygusal ve psikolojik etkilerle ilişkilidir. Dolayısıyla özgüveni desteklenen, verimli ders çalışma yöntemleri öğretilen, ruhsal sorunları çözümlenebilen çocukların ders başarısı kolaylıkla artırılabilir. Öğrencinin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmesi, merak duygusunun kamçılanması, motivasyon stratejilerinin belirlenerek uygulanması gibi yöntemler okul başarısını artıracak bazı uygulamalardandır. Aynı zamanda zaman planlama, duygusal ve psikolojik hazırlık çalışmaları da etkili olmaktadır. Okul başarısını artırmak için aşağıdaki önerileri değerlendirebilirsiniz

İyi model olun

Çocuklar zaman içinde kendilerine örnek alabilecekleri rol modellere ihtiyaç duyarlar. Bu süreçte kendilerine en yakın kişiler olan anne ve babanın davranışları ilk modeller olarak karşımıza çıkar. Eğitim açısından anne babanın kitap ya da gazete okuması, güncel olaylar ile ilgili düşüncelerini açıklaması, olayların nedenini sorgulamaya çalışan bir merak duygusu içerisinde olması, kırtasiye ya da kitapçılarda gezinebilmesi, okuduğu kitaplardan aldığı zevki çevresiyle paylaşabilmesi çocuğun eğitimi açısından olumlu modeller yaratırlar. Eğitim açısından çocuğunuza sürekli olarak yapması gerekenleri söylemek yerine ona iyi bir model olmak daha değerlidir.

Sorumluluk kazandırın

Bir çocuk küçük yaşlardan itibaren belirli sorumlulukları almaya hazırdır. Bu sorumluluklar yaşına uygun olarak zaman içerisinde verilmelidir. Öncelikle çocuk ne kadar yemek istediği sorumluluğunu kazanmalıdır. Ardından ne giyeceği kararını verebilme sorumluluğu, odasını kullanma sorumluluğu gibi sorumluluklar verilebilir. Daha sonraları ders çalışma sorumluluğu verilebilir. Bir çocuk ne kadar yemek yemek istediğine kendisi karar veremiyor ve büyükler tarafından yediriliyorsa daha sonra bu çocuğun ders çalışma sorumluluğunu da alması zor olacaktır.

Özgüven aşılayın

Özgüven doğumla başlayan bir süreçte sürekli devam ederek gelişerek kazanılır. Çevresi tarafından kendisine güvenilen, yaptığı girişimler desteklenen, davranışları onaylanan kişiler özgüveni yüksek kişiler olarak gözlenirler. Çocuğunuzun özgüvenini yüksek tutmak için onun yapamadıkları ve eksik yönleri yerine yapabildikleri ve başarabildikleri bulunarak vurgulanmalıdır. Unutmayın bebeklikten itibaren anne baba tarafından yapılan yorumlar bir süre sonra çocuğun kendi yorumlarını oluşturmasına rehberlik edecektir.

Yapılanları görün

Çocuklar yaptıkları bir davranış sonrasında yanındaki anne babasının tavırlarını incelerler. Ve onların olumlu yönde ilgisini çekmek, kendilerini beğendirmek isterler. Ders konusunda da yaptıkları güzel bir davranışı mutlaka görmeye çalışın. Defterini temiz kullanması, ödevlerini zamanında yapması, çantasını toplaması, kalemlerini kaybetmemesi bile görülmesi gereken davranışlardandır.

Birlikte vakit geçirin

Çocuklar gelişim dönemi içerisinde hızlı bir değişim içerisindedirler. Bu değişime bağlı olarak günlük olarak fikirleri değişecek, bir hafta önceki çocuğunuzla aynı durumda olmayacaktır. Zaman sorunları nedeniyle çocuğunuzla uzaklaştığınızda bir süre sonra çocuğunuzu daha az tanıdığınızı görmeye başlayabilirsiniz. Ona yakın olmak ve birlikte zaman geçirmek sohbet etmek hem kendisini güvende hissetmesine hem de kendisini tanımasına katkıda bulunacaktır.

Mutlu anları paylaşın

Yaşamın zorunluluklarını değil keyiflerini paylaşın. Gündelik yaşamda anne babalar genellikle çocuklarından yapmaları beklenen bir anlamda yapmak zorunda oldukları şeyleri hatırlatarak iletişim kurmaktadırlar. Zorunlulukların hatırlatılması özellikle ergenlik döneminde hiç de hoşa gitmeyecektir. Ebeveyn olmak sadece yapılması gerekenleri hatırlatmak değil, aynı zamanda kendi yaptığınız işlerdeki mutlu anların da paylaşılmasını gerektirir. Çünkü bir işi sevmenin yolu onu zorunlu olunduğu için yapmak değil, sevdiği için yapmaktır. Okul yaşamınızda ve iş yaşamınızda hoşunuza giden şeyleri paylaşmayı deneyin. Bir anlamda sonuca değil, başarı sürecine odaklanmasını sağlamaya çalışın.

Televizyondan uzak durun

Akşam eve geldiğinizde ayaklarınızı uzatıp televizyonun karşısına geçmek isteyebilirsiniz. Ancak bu süreyi kısıtlayarak televizyonun kapalı olduğu saatleri uzatmayı deneyin.

Merak duygusunu geliştirin

Çocuğunuz size bir soru sorduğunda bilmiyorum diyerek ya da üstünkörü bir yanıt vererek onu geçiştirmeye çalışmayın. Bunun yerine “ilginç bir konu istersen birlikte araştıralım” diyerek bilgisayar ya da kitaplar yardımıyla sorunuza yanıtlar bulmaya çalışın.